8 Temmuz 2020 Çarşamba

SABAHIN ALTISI YOKSUN

Sabahın altısı hala uyuyamadık.
Yazmak geliyor aklıma birden
Alıyorum elime kalemi başlıyorum….!
Geceleri uyku tutmak oldu.
Belki aşktandır, aşık olamamaktandır.
Kimseyi sevememek, o yakınlığı hissedememek.
Kalbimizden göçüp gitmiş bu duygular.
Senelerce yıprandık ümitsiz aşklardan.
Her beraberliğin, aşkın sonu ayrılık.
Artık gönül sevemiyor, korkuyor yeniden başlamaktan.
Hep ayrılık hüzün, unutmak.
Kalbin birden bomboş olması
Unutmak zordur, seven için…!
Kimse istemez bir yatağı yalnızlıkla paylaşmak,
Gecenin soğuğunda titremek, yalnızca
Yarin sıcak elleri , gülüşü, konuşması
Soğuk gecelerde artık uyuyamaz olduk
Yalnız yatmış olmamak için,
Yardan ayrı kaldık dememek için
Rahat uyuduk düşünmeden sessizce,
Düşünmeden bir an geçmedi
İstediğim sıcacık bir kalp, sevgiyle dolu
Her an benim için çarpan
Benim için paylaşılamayan bir şey
SEVGİLİ….!

Hayat Sen Nasıl Bir Şeysin

Uzun süredir bloguma yazmadığımı farkettim . Neden diye sorduğum da kendime, açıkçası doğru dürüst bir cevap veremedim. Bir sürü bahane, zaman yok, fırsat olmuyor, neden yazayım ....

Kendi kendime bu soruya cevap ararken farkettim ki artık yaşlanıyoruz. Arkadaşlarımı gördüğüm de daha da bariz belli oluyor bu durum. Arkadaşlarımdan hayatını kaybedenler oldu. Bir değişik oluyor insan öğrendiğinde bunları. Bu dünyadan göçüp gidenler unutuldu bile belki, ben de zaman zaman hatırlıyorum ama o kadar sık değil artık. Aynı durum bizleri de beklemekte. Unutulmak bir zaman ürünü bence. Topraktan geldik toprağa gideceğiz. Ama sadece aracı bu beden, dünyada varolabilmek için bu bedenlerdeyiz.(2018 yılında yazmışım fakat yayınlayamamışım...)

15 Şubat 2013 Cuma

Akaryakıta Bağımlılığımız Ne kadar

      Günümüzde akaryakıt bağımlılığımız ileri derece kronikleşmiştir. Akaryakıta gelen zamlar daha da bi kronikleşmiş, yıllar önce olduğu gibi sabah yataktan zamla kalkar hale gelmiş durumdayız.

      Bu durumdayken sadece alternatif enerji kaynakları hakkında yazılar yazıp tartışmalar yapmak. Günümüzde kaç bilim adamı bu işe vaktini ayırıyor neler yapılıyor. Yıllardır bir mail dolaşıyor borla çalışan araba yapıldı 600 proje üretildi. Hani nerde peki bu arabalar. Trafikte test sürüşlerimi yapılıyor, insanlara farkettirilmeden. 1 tanesi bile denk gelmedi sanırım hiçbirinize. Bilim adamlarımız ıvırı zıvır şeylerle meşgul ediliyor. Arge çalışmaları diye daha önce keşfedilmiş, geliştirilmiş teknolojilerle uğraşıyoruz. Devletimiz her şeye hibe desteği yapıyor çok güzel ama kişisel yada firmasal olarak bu hibeler, ulusal olarak ulusumuz için yapılmış bir hibe programı, organizasyon varmı?. Rüzgar enerjisini yaymak daha ucuza maletmek için ne tür bi çalışma yapılmış ulusal programlar varmı? Suyla çalışan motorlar nerede. Neden ucuzlatılamıyor. hidrojeni oksijenden ayrıştırmak zor, ama kim çalışıyor bu konuda neden kamuoyuna duyurulmuyor.

Eğer rüzgar enerjisi yangınlaşmış olsa ne olacak, elektrik tükemi evlerde belki yarı yarıya düşecek. Ama neden ki bu tüketim düşsün devlet vergi alıyor kullandığın elektrik bedelinin haricinde. Akaryakıt zaten düpe düz vergiden oluşmakta birde verginin kdv si var onları da biz ödüyoruz. Peki maaşlı çalışanlar neden gelir vergisi veriyor. Veriyorsa neden kdv ödüyor. Neden firmalar aldıkları malın kdv sini sattıkları malın kdv sinden düşüyorda, çalışan kesim bunu yapamıyor aldığımız fişler faturalar hesaplayalım ortalama % kaç vergi veriyoruz. Kazanılan paranın vergisini zaten almadan ödüyoruz. birde para harcanırken cebimizden alıyorlar bu parayı. Bir hesaplanmış olsa ortada elde edilen gelir diye bişi kalmıyor.

Ne yapmalıyız peki, her zaman olduğu gibi susmalıyız. Devletimizin bir yerden gelir elde etmesi lazım. Ama neden bu şekilde alınıyor. Nerelerden nasıl alınacağı konusunda çalışmaları yapanlar nasıl yapıyor bu çalışmaları neleri baz alıyorlar.

Akaryakıt tüketimini azaltmalıyız bu durum ışığında birazda olsa cebimizden çıkan vergiyi kendimiz azaltmaya çalışmalıyız. Toplu taşıma araçları yaygınlaşıyor. Aktif olarak kullanılmalı. Verimli araç kullanmayı öğrenmeliyiz. Yakıt almayı geciktirmeliyiz. Akaryakıttan alınan vergiyi bu yöntemlerle biraz olsun azaltabiliriz.

Yine konuştuk ama yaptığımız bir faaliyet yok gibi, buradan duyurmak isterim yakında ev tipi rüzgar trübinleri imalatına başlıyoruz Erkan Akyüz arkadaşımla. Sonuçları buradan tekrar duyuracağız.

Vergilerimizi ödemeyi unutmayalım
 


23 Eylül 2011 Cuma

Yaşamak Güzel Şey Doğrusu

Yaşamak güzel şey doğrusu
üstelik hava da güzelse
hele gücün kuvvetin yerindeyse
elin ekmek tutmuşsa bir de
hele tertemizse gönlün
hele kar gibiyse alnın
yani kendinden korkmuyorsan
kimseden korkmuyorsan dünyada
iyi günler bekliyorsan hele
iyi günlere inanıyorsan
üstelik hava da güzelse
Yaşamak güzel şey
Çok güzel şey doğrusu!

Melih Cevdet Anday

7 Eylül 2011 Çarşamba

KADIN..

‎...
Kadın kadın olacak be, seni sadece sen olduğun için, sensin diye
sevecek. Parayla pulla, kariyerle, kimin ne dediğiyle, sınırlamayacak.
Hem sevgilin, hem arkadaşın, hem annen, hem çocuğun olacak, bağrına
basacaksın huzurla… Bileceksin ki evde ‘O’ kadın tarafından
beklenmenin zevkini hiçbir zevk yaşatamaz sana…Öyle bir kadın işte… Nerede öyle kadın yoktur deme…Sen de adam olacaksın, seçmesini bileceksin!

Can yücel

Bazen Gerekir

Bazen uzaklaşmak gerekir, yakınlaşmak için
Bazen hatırlamak gerekir, hatırlan...mak için
Bazen ağlamak gerekir, açılmak için
Bazen anmak gerekir, anılmak için
Bazen de susmak gerekir, duymak için...

işte aşk işte sevgi

Olay İngiltere'de geçiyor:

>

> Yaşlı bir bey, sabah erken evinden çıkmış, yolda

>ilerlerken, bir

>bisikletlinin kendisine çarpması ile yere yuvarlanmış ve hafif

>yaralanmış.

>Sokaktan geçenler yaşlı beyi hemen en yakın sağlık birimine

>ulaştırmışlar.

>Hemşireler, adamcağızın yarasına pansuman yapmışlar, ama 'biraz

>Beklemesini ve röntgen çekerek her hangi bir kırık veya çatlak olup

>olmadığını inceleyeceklerini'

söylemişler.

>Yaşlı bey huzursuzlanmış, 'acelesi olduğunu istemediğini' söylemiş.

>Hemşireler merakla acelesinin sebebini sormuş.

>Adamcağız da 'karım huzur

>evinde kalıyor her sabah onunla kahvaltı etmeye giderim, geç kalmak

>istemiyorum' demiş.

>'Karınızın, siz gecikince merak edeceğini düşünüyorsunuz herhalde'

>Demiş hemşire.

>Adam üzgün bir ifade ile 'ne yazık ki karım Alzheimer

>hastası ve benim kim olduğumu bilmiyor' demiş.

>Hemşireler hayretle 'madem

>sizin kim olduğunuzu bilmiyor neden hergün onunla kahvaltı yapmak

>için

>koşuşturuyorsunuz' demişler.

>Adam buruk bir sesle 'ama ben onun kim

>olduğunu biliyorum' demiş

30 Yaşından sonra kadın...


Andy Rooney der ki...
" Yaşım ilerledikçe, en çok otuz yaşını aşmış bayanlara değer vermeye başladım."
İşte bunun sebeplerinden bir kaçı:
Otuz yaşını geçmiş bir kadın asla sizi gecenin bir yarısı uyandırıp "ne düşünüyorsun?" diye sormaz...
Umurunda degildir çünkü ne düşündüğünüz.

Otuzunu aşmış bir kadın TV deki maçı seyretmek istemiyorsa, söylene söylene TV 'nin karşısında yanınızda oturmaz.......
Yapmak istediği bir şeyi yapar. Ve bu genellikle daha enteresan bir şeydir.

Otuz yaşını aşmış bir kadın kendini yeterince iyi tanır ve kendinden emindir...
Kim olduğunu, ne olduğunu, ne istediğini, ve kimden istediğini bilir.

Otuzunu asmış cok az kadın onun hakkında ya da yaptıkları hakkinda ne düşündüğünüzü önemser.

Otuz yaş üstü kadın coğunlukla büyük aşklara, ömür boyu sürecek bağlılıklara doymustur.
Hayatında en son ihtiyacı olduğu şey bir başka mız mız, devamlı söylenen, ne yapacağına karışan, yapışkan bir aşıktır.

Otuzunu aşmış kadın, ağırbaşlıdır.Bir operanın ortasında ya da pahalı bir restoranda sizinle çığlık çığlığa
kavga etmesi cok nadirdir...
Ha tabi hakettiyseniz, size vururken de hic tereddüt etmez, sonuçlarına katlanmayı da planlayarak...

Otuzunu asmış kadın övgüler yağdırmakta cok bonkördür, çoğu hak edilmemis bile olsa...
cünkü takdir edilmemenin ne olduğunu iyi bilir.

Otuzunu asmış kadın sizi bayan arkadaşlarıyla rahatlıkla tanıştıracak kadar kendine güvenir...
Daha genç bir kadın, en iyi arkadaşını bile görmezlikten gelebilir, yanındaki adama güvenmediği için.

Otuz yaşın üstündeki kadın sizin onun arkadaşına ilgi duymanızı hiç sallamaz..... arkadaşının onun aldatmayacağını bilir.

Kadınlar yasları ilerledikce medyumlaşırlar. Ona günah çıkarmanıza Hiç gerek yoktur... Onlar her haltınızı bilirler.

Otuz yaşını aşmış bir kadın Kıpkırmızı bir ruj sürdüğünde bu ona cok yakışır. Ama daha genç kadınlarda böyle değildir. Çiğ durur...

Otuz üstü kadınlar açıksözlü, doğrucu ve dürüsttürler... Onun icin ne anlam taşıdığınızı merak etmenize gerek yoktur...
Ne kadar geri zekalı olduğunuzu bir çırpıda açık açık söyleyiverir...
Eğer bir geri zekalı gibi davrandıysanız.

1 Haziran 2011 Çarşamba

HAYALLERİNİZİ YAKALAYIN

İnsanlar hayatları boyunca maaşlı bir işte çalışarak geçimlerini sağlamaya çalışmaktadır.

24 Kasım 2010 Çarşamba

Hayatı Yakalayın

Hayatın nasıl gelip geçtiğini anlayamadan bitiyor herşey... yolun sonuna doğru bir adım daha yaklaşıyoruz akıp geçen zamanla birlikte....

Kimler geldi geçti bizlerde geçmek üzereyiz....

Günler geçmeden biz tedbirlerimizi alalım

13 Aralık 2009 Pazar

BİRBİRİNİ SEVEN DOSTLAR İÇİN

Şimdi belki sevgililer üzülüyor
Ayrılık var yolun sonunda
Asla asla sevgiler son bulmayacak
Ayrılıklar güçlü bir sevgi yoluyla
Birleştirecek sevenleri, bir gün....
Ben sadece dostlarımın mutluluğu ile mutlu olurum
Onların dertleri beni yaralar
Dertler ne kadar gizli kalsa da
O gözler anlatıyor adeta çığlık atıyor
Bir ayrılık sancısının haberini veriyor.
Dostum dostsan eğer öyle kal.
İçinden gelen sevmekse sev
Öpmek okşamak ise yap çekinme
Ama sonunda istediğini yap
Benim yakalayamadığım mutluluğu yakala
Bir bulursan onu bırakmayacaksın
Unutma ki dostlara sevgi, sevmek yakışır.
Dostlar asla sevgisinden utanmaz
Bir çırpıda uçmak kolay değildir göklere
Sadece kendin aşkın sıcak kollarına bırak göreceksin
Yolunuz her zaman bir, kalbiniz tek
Benim unuttuğum sevgiyi yeniden hatırlattınız
Bir an bile olsa yaşadığımı hatırladım sevgiyi, AŞKI
En acısı sevilmemeyi, sevilememeyi
Artık nasır bağlamış bir kalbim
Küçücük bir yüreğim var.
Ayrılık izlerini kaldır ortadan
Sevgini kullan, sevmeyi, sevilmeyi
BAK GÖRECEKSİN SEVDİĞİM
B.H.

PARA KAZANMAK KOLAY DEĞİL

SW